Churn Analizi Bize Neler Anlatıyor
?
Şirketler kuruluş amaçları gereği
bulundukları sektörlerde ve pazarlarda ister üretim, ister arge, ister kalite
ister danışmanlık konuları ile iştigal ediyor olsun, ortaya koyduğu her ürün ya
da hizmeti satmak ve bu satışlardan gelir elde etmek durumundadır. Bir şirketin
varlık sebebi kar elde ederek, bu karlılığı sürdürülebilir ve değişen ekonomik
konjektüre uygun şekilde arttırabilir olmaktır.
Karlılığın iki farklı kaynağı
vardır. Birisi maliyetleri kontrol altında tutarak ürün ve hizmetler henüz tüketici
ile buluşmadan, şirket iç süreçlerini doğru ve verimli yöneterek birim fiyatı
hiç arttırmadan dahi kar elde etmek ve arttırmak; diğeri ise stabil maliyetlere
veya artan maliyetlere karşın ürün ya da hizmet satış fiyatlarını arttırarak,
yani zam yaparak, karlılığı yukarı taşımak ya da en kötü senaryoda aynı
seviyede tutmaktır.
Karlılığın şirket dışı kaynağı
ise öncelikli olarak ürünlerinizi kullanıp sizden hizmet alan müşterilerinizdir
ve mutlu müşteri aslında sizin için daha fazla kar elde edebilmek için önemli
bir destek mekanizmasıdır. Ne var ki, her türlü desteği sağlamanıza ve
hizmetlerinizde kusursuza yakın çalışıyor olmanıza rağmen zaman zaman sizinle
çalışmayı bırakmayı tercih edebilecek müşterileriniz de olabilir. Bu benzer
ürün ya da hizmete daha hızlı, daha düşük fiyatlarla sahip olacağına kanaat
getirmiş bir müşteri olabileceği gibi, sizin ürün-hizmetlerinizin kalitesinden
taviz verip, tabiri caizse bir iki gömlek daha düşük hizmet ya da görece düşük
kaliteli ürün ile de işini sürdürme ihtimaline inanan müşteriler olabilir.
Üstelik, bazen müşterilerinizin kötü
ödeme performansı, sizin karşılayamayacağınız taleplerinin bulunması,
müşterinin beklentileri ile sizin beklentilerinizin uyuşmaması gibi sebepler
siz de bir satıcı firma ya da şahıs olarak müşteri ile çalışmamayı tercih
edebilirsiniz.
İşte sebebi her ne olursa olsun, ister
müşteriniz sizi bir sebepten bırakmış olsun, ister siz müşteriniz ile çalışmamayı
tercih etmiş olun, kaybettiğiniz müşterilerin firmanıza olan yansımalarını, artısı
ile eksisi ile size ne gibi etkileri olacağını iyi hesap etmiş olmalısınız.
Bu noktada ister bireysel
çalışıyor olun, isterseniz kurumsal bir firmanın satış ayağında olun, satış
süreçleri ile ilgili her kişinin mevcut müşteri sayısını, belirli dönem
içindeki kazanılan yeni müşterileri, potansiyel müşterileri ve kayıp
müşterileri, bu müşterilerden elde edilen ciroları ve karlılıkları biliyor, takip
ve analiz ediyor olması gerekir. Yani aslında bir maç yapıyorsanız, maç yaptığınız
sahayı, seyirciyi, rakibi, oyunun içinde kim varsa hepsini iyi biliyor olmalısınız.
Bu noktada firmaların üzerinde
durduğu en önemli konulardan biri yeni müşteri sayısının arttırılmasıdır. Özellikle
start up lar ve yeni kurulan firmalarda şüphesiz portföye yeni müşteriler
katmak, firmanın varlığını sürdürebilmesi için büyük önem arz etmektedir. Her
bir yeni ve sağlıklı müşteri firmanın daha sağlam temellere oturması ve
büyümesi için destek olacaktır. Diğer yandan oturmuş ve hali hazırda bir
portföye sahip olan firmaların da hedeflerini gerçekleştirebilmesi, yeni yatırımlarla
büyüyebilmesi ve bunlara kaynak yaratması için yeni müşteriler elde etmesi
mantıklı ve tercih edilen bir yoldur. Bununla birlikte, bir diğer önemli husus
ise, büyümenin ve yeni müşteriler elde etmenin anlam ifade edebilmesi için
eldeki mevcut müşterilerin de korunması gerektiğidir. Yoksa, şöyle düşünün,
sürekli yeni müşteri elde ediyorsunuz ancak diğer yandan mevcut müşterileriniz
de aynı oranda sizi bırakıyor; böyle bir ortamda büyümekten bahsedebilir miyiz
?
Ayrıca, satış odaklı firmalarda çoğu
zaman konuşulan bir konu da eldeki müşterilerle büyümenin yeni müşterilerle
büyümeye göre daha az maliyetli olduğudur. Şöyle ki, hali hazırda sizinle çalışan
bir müşteriniz ile aranızda evvela bir sohbet, muhabbet bir hukuk vardır.
Mevcut müşterileriniz ile birbirinizi tanıdığınız için, bir güven ortamından ve
buna bağlı olarak olası riskler, beklentiler ve fırsatlar için karşılıklı
öngörü ve anlayıştan bahsetmek mümkündür.
Halbuki yeni müşterilerde bu
ortamın sağlanması için zamana ihtiyacınız vardır ve zaman aslında önemli bir
maliyettir. Diğer yandan, yeni müşteri bulmak için şirket kaynaklarının
(çalışan, ekipman, alt yapı vb) yoğun şekilde kullanılması gerekir. Üstelik,
yeni müşterilerin mevcut müşterilere göre daha talepkâr olabilmesi pek ala
mümkündür. Hali hazırda sorunsuz bir şekilde bir rakibiniz ile çalışan müşteri
adayınızın sizi tercih etmesi için daha fazla özveri ve fedakarlık yapmanızı
beklemesi kaçınılmazdır. Bu fedakarlık her yönden düşünülebilir, maddi ve manevi…
Hal böyleyken, mevcut “sağlıklı” müşterilerinizin firmanızda kalması önem arz etmektedir. Eğer herhangi bir sebepten ötürü müşteriler sizi bırakmış ise bunu mutlaka takip ediyor, sebeplerini anlamaya çalışıyor ve tekrar etmemesi için önlemler alıyor olmalısınız. Bu noktada ilk bulunduğumuz yer varsa sizi bırakan müşterileri tespit edebiliyor olmanızdır. Tespit ettiğiniz müşterilerin oranını hesap ettiğiniz yönteme de Churn Analizi ismi verilir.
Churn Analizi, belirlediğiniz bir
dönem içinde (bir ay, bir çeyrek, bir yıl vb olabilir) sizinle çalışmayı bırakan
müşterilerinizin toplam müşteri sayınıza oranlanması ile bulunur. Basitçe şöyle
bir örnek verebiliriz.
2022 başında müşteri sayınız 600
olsun. Sene sonu geldiğinde sizinle çalışmayı bırakan 40 müşteri olduğunu
tespit ettiniz.
(40 : 600) x 100 = %6,66 gibi bir
churn oranı çıkar.
Aynı şekilde, müşteri sayısı
bakımından bir analiz yapabileceğiniz gibi, müşteri ciro oranına göre de bir
analiz yapabilirsiniz. Zira, müşteri sayısı kadar, o müşterilerden elde edilen
ciro, sizi bırakan müşterilerden elde ettiğiniz satışlar ve karlılık da bir o
kadar önemlidir. Aynı örnekten gidersek sizi bırakan o kırk müşterinin hangi
kırk müşteri olduğu da oldukça önemlidir.
Örnek 1:
Toplam 2022 yılı cironuz
1.000.000TL
40 müşteriden elde edilen ciro
15.000TL
Bu durumda; Churn Oranı à (15.000 : 1.000.000) x
100 = %1,5 olacaktır.
Örnek 2:
Toplam 2022 yılı cironuz yine
1.000.000TL
Bu kez farklı 40 müşteri olsun ve
bunlardan elde edilen ciro 45.000TL olsun. Yani daha fazla ciro yaptığınız bir
kırk müşteriden bahsediyoruz.
Bu durumda; Churn Oranı à (45.000 : 1.000.000) x
100 = %4,5 olacaktır.
Görüldüğü üzere sadece müşteri
sayısı değil, o müşterilerin şirkete olan etkisi ve katkısı da Churn Analizi
ile takip edilebilir. Her müşterinin firmanıza olan katkısı aynı olamaz;
firmanız için A sınıfı müşteriler olduğu gibi, B ve hatta C sınıfı müşteriler
de olabilir. Doğrusu, tüm müşteriler için belirli parametreler belirleyerek bu
gibi bir sınıflandırmayı yapmış olmanızdır. Bu şekilde hangi müşteriler sizi
bırakma eğiliminde, önlem alınması gerekli mi, gerekliyse ne gibi önlemler
alınmalı sorularına yanıtlar bulabilirsiniz. Her müşterinin sizi bırakmak için
farklı sebepleri olabilir, bunları tespit edebilmek elinizi
kuvvetlendirecektir.
Sadece müşteri sayısı açısından
bakıldığında, ideal olan sağlıklı müşterilerin kayıp edilmemesi olsa da, kabul
edilebilir oran açısından maks %5 konuşulabilir. Şirketin hedefleri ve
beklentilerine göre değişmekle birlikte, bu rakam yeni müşterilerin yerine konması
ile kapatılabilecek bir yüzde olduğu için (sadece müşteri sayısı açısından) kabul
edilebilir. Diğer yandan, bir nevi taze kan ihtiyacınızı karşılamak açısından zaman
zaman müşteri sirkülasyonu, belirli oranlarda kabul edilebilir. Hatta, zaman
zaman şirket verimliliğini ve performansını olumsuz yönde etkilediğini
düşündüğünüz müşteriler varsa, bunları bilinçli bir şekilde bırakmayı siz de
düşünebilirsiniz.
Önemli konu, işin içine ciro-karlılık
gibi hususları dahil ettiğinizde artık daha detaylı hesaplar ve incelemeler
devreye gireceği için dikkatli bir çalışma yapılması gerekir. Böyle bir
çalışmada müşteri sayısına göre %5 kabul edilebilir bir oran iken,
ciro-karlılık için belki de çok daha düşük churn oranları hedeflenmelidir. Bu
sayısal verilerin, o verilerin kaynağı müşterilerin içeriğine de hakim olmanızı
gerektirir.
Büyük şirketlerde bu hesaplar
daha fazla dikkat ve çalışma gerektirirken, küçük ölçekli firmalarda, bireysel
çalışan firmalarda ya da yeni girişimlerde churn analizi yapmak ve giden müşterilerin
tespiti daha kolay olabilir.
Churn Analizi ile ilgili en
önemli konu, bu hesabı sadece matematiksel olarak düşünmeden, giden müşterilerin
sizi bırakma sebeplerini irdelemeniz, bu sebeplerin tekrar etmemesi için
önlemler almanızdır. Ortada ortak bir sebep varsa, orada belirgin aksayan bir
süreç var demektir ve onu onarmanız halinde müşteri kaybının önüne geçebilirsiniz.
Farklı sebepler söz konusu ise daha derinlemesine bir analiz ve farklı önlemler
almak gerekecektir. Giden müşterilerin firmanıza olan etkisini inceledikçe
belki de churn oranınız firmanızı korktuğunuz kadar etkilemiyor bile çıkabilir.
Yukarıdaki örneği hatırlayın; sizi bırakan A sınıf kırk müşteri mi B veya C sınıfı
kırk müşteri mi ? Bunu anlamak da mühim.
Diğer taraftan, analizinizi
yaparken giden müşterilerin ne kadar sadık oldukları, ne sıklıkla alım
yaptıkları, aldıkları ürünlerin şirket için önemi (öncelikli ürün grubu mu,
karlılığı nedir, niş ürünler mi vb) konularına dikkat etmek gerekir. Hiç şüphesiz,
sürdürülebilir büyüme için sadık müşteri portföyü yaratmak önem arz etmektedir.
Bu sebeple, bir müşterinin gidiş sebebini bulabilirseniz, ileride oluşabilecek
yeni kayıpların önüne de geçiyor olabilirsiniz. Bunun için CRM sistemlerini
etkin kullanmak, pazarlama ve satış birimlerinin koordineli çalışıyor olması,
zaman zaman müşteri memnuniyet anketleri yapmak ve müşterilerden ürün ve hizmetlere
yönelik geri bildirimler alıyor olmak işinizi kolaylaştıracaktır.
Her halükarda churn analizini
düzenli olarak yapıyor olmanız, sadece churn oranını tespit edip bırakmak
yerine giden müşterilerin gidiş sebeplerini iyi anlıyor olmanız, bu oranların
artmasının önüne geçmenizi ve ilerleyen dönemde benzer sebeplerden ötürü churn oranlarınızın
aynı ya da daha yüksek çıkmasını önlemek için elinizi kuvvetlendirecektir.
Bol satışlar.
Çağrı Bülbül
Eğitmen & Satış Koçu