20 Aralık 2020 Pazar

İLLÜZYON

SENİN DIŞINDA CEREYAN EDEN HER ŞEY İLLÜZYON, TEK GERÇEK NE YAPTIĞIN VE NE YAŞADIĞINDIR.  

Sanırım binlerce hatta on binlerce insan kafa yoruyor kişisel gelişim üzerine, satış özelinde de durum çok farklı değil muhakkak. Eğitimler, kitaplar, konuşmalar, özlü sözler, danışmanlıklar ve daha nicesi…Aslına bakarsanız eğitim sektörü içinde bir alt başlık ama büyük bir alt başlık. Zira üretilen her şeyin tüketilmesi lazım ve üretilen her ne ise, mal veya hizmet, tüketiciye ulaşması da lazım. Bunun için de en kalabalık meslek gruplarından birisi olmasına şaşırmamalı. Türkiye’de 2019 sonu itibariyle TOBB verilerine göre 90.000 kadar aktif şirket olduğunu düşünürsek, çok genel bir hesapla bunun iki katı kadar da satış kadrosu olduğunu söylemek mümkün olabilir sanırım. Bu kadar şirket, bu kadar satış kadrosunun olduğu yerde, rakipler ve meslektaşların önüne geçebilmek için kendini geliştirmeye çalışan, bunun için eğitimler alan, kitaplar ve makaleler okuyan tüm satış profesyonellerini de takdir ve tebrik etmek gerekir. Elbette satış eğitimlerini satabilmek de bir satış gerektirir ve bu da sektöre dahil bir alandır. Bu eğitimleri satanları da unutmamak gerekir.

 

Meslek hayatı boyunca hiç satış eğitimi almamış olan var mıdır ? Bence yoktur. Zira bir eğitim kurumu ya da ünlü bir satış gurusundan olmasa bile, müdürden, kıdemli/tecrübeli satışçıdan yani bir şekilde işi bilen birinden eğitim almışsınızdır. Bu mesleğin incelikleri, zorlukları, avantajları, fark yaratabilecek adımları vb birçok unsuru dinlemiş, müşteri karşısında pratik etmişsinizdir.

 

İster ücreti karşılığı en bilindik eğitim kurumlarından ve kişilerden alınsın, ister kendinden daha bilgili ve tecrübeli meslektaşlardan alınsın, satışa dair aldığınız tüm eğitimler, okuduğunuz kitaplar, izlediğini videolar, filmler ve daha birçok destekleyici unsur aslında kocaman bir illüzyondan daha fazlası değil !

 

Neden mi ? Dinlediğiniz, okuduğunuz, öğrendiğiniz onlarca ders niteliğindeki hareket, tavır, öğreti siz onlara sahip çıkıp, bilfiil uygulamadıkça, satış hayatınıza entegre edip aktif olarak kullanmadıkça aslında size ait değiller, hatta sizin için gerçek bile değiller. Hepsi birer illüzyon…Bilmem anlatabildim mi ?

 

Bir illüzyon gösterisi izlediğinizde hoşunuza gider değil mi ? Vay be bunları nasıl yapıyor, acaba bu işin hilesi nerede der, açık aramaya, işin içindeki göz yanılmasını bulmaya çalışırsınız. Eğitimler ve eğitime dair her şey de böyledir. Sadece izleyerek, aklınızda deli sorularla baş başa kalır ve bir süre sonra da gördüğünüz illüzyonu unutursunuz. Bununla birlikte, gördüklerinizi-öğrendiklerinizi yapmaya başlarsanız, hayatınıza katarsanız artık illüzyon olmaktan çıkar ve sizin gerçekleriniz olur. Çünkü, ne öğrenirseniz öğrenin, satışta asıl olan sizin ne yaptığınız ve neticesinde ne yaşadığınızdır. Karada harika bir teorik eğitim almış olabilirsiniz, ama dümene geçip de denize açılana kadar öğrendikleriniz sadece kelimeler ve cümlelerdir. Denize açıldığınızda ise artık öğrendiklerinizi uygulama vakti gelmiş demektir, gemiyi yüzdürecek olan, hayatta kalmayı sağlayacak olan öğrendiklerinizi ortaya koyabilme isteği ve yeteneğidir. Hatta fırtına çıktığında tam olarak ne yapmanız gerektiğini bilmediğiniz anlarda doğaçlama yapabilmeyi bile bu öğrendiklerinizle başarabilirsiniz.

 


Uzun yıllardır birlikte çalıştığım, hem bir şeyler öğrettiğim hem de bir şeyler öğrendiğim iş arkadaşımla geçtiğimiz günlerde bir müşterimiz üzerinde konuşuyorduk. Yaşadığımız durum bizi hem güldürdü hem de bir farkındalık yarattı. O kadar uzun zamandır ürün vermek için uğraşıyorduk ve hiçbir şekilde cevap alamıyorduk ki bir yerden sonra artık bırakmaya karar vermiştik. Gerçekten de birkaç ay boyunca hiç temasa geçmedik. Yorulduğumuzu hissediyorduk. Derken, onca aydan sonra, hiç beklenmedik bir anda, müşterimiz bizi aradı ve sürpriz bir şekilde bizden ürün talep etti. Yılın 51 haftası elimizde olan ürünün, o 1 hafta elimizde olmadığı dönemde hem de…Hani derler ya, “ölür müsün öldürür müsün” gibi bir durumdu yaşadığımız. Birbirimize baktık ve hafif gülümsedik. Şimdi ne yapacaktık ? Biraz doğaçlama yapmanın vakti gelmişti. Evet, netice itibariyle biz ürünü getirmeyi başardık ama bu arada önümüze başka engeller çıktı. Bir düğümü çözüyor ama bir başka düğümle karşılaşıyorduk. Günün sonunda bizim için ikinci fetret devri başladı. Müşteride yine suskunluk, yine kapı duvar. Yani, yeni bir illüzyon daha…

İşte size hiçbir eğitimde anlatılmayacak, sadece yaşayarak tecrübe edebileceğiniz/öğrenebileceğiniz bir durum. Neticede bir şeyi öğrenmenin maliyeti olacağı aşikar, değil mi ?

 

Neticede üç çıkarım yapabiliyorum:

 

·         İlki, eğitim şart; daha da şart olan ise eğitimde öğrenilenlerin orada kalmaması ve satış sürecine adapte edilebilmesidir. Böylece illüzyonu gerçeğe çevirebilirsiniz. Sizin dışınızda yaşanmakta olanı kendi hayatınızın bir parçası yapabilirsiniz. Bundan yararlanmak da sizin elinizde olacak.

·         İkincisi ise, esas olan hangi eğitimi alırsanız alın, ne yaptığınız ve neticesinde ne yaşadığınızdır. Bazen eğitimlerde bahsedilmeyen şeylerle yüz yüze gelirsiniz ve o an doğaçlama yapmanız gerekir. Tabi ki, her işi kazanacağınızın bir garantisi yok. Bazen ne kadar eğitim alırsanız alın, yapacağınız en iyi doğaçlama da dahi kazanamayabilirsiniz.

·         Son olaraksa, kazanamadığınız zaman kendinizi kaybetmiş olarak addetmeyin. Zira, kazanamamanın tersi kaybetmek değil, öğrenmektir. Çünkü, tıpkı teorik eğitimdeki gibi, bu öğrendiğiniz şeyi (aldığınız dersi) bir sonraki senaryoda hayata geçirebilirseniz o zaman kazanmış olacaksınız. Şu an illüzyon olan durum artık sizin gerçeğiniz olmuş olacak. Her eğitim sınıfta ya da zoom’da verilir diye bir şey yok 😉   

Satışa gönül ve emek veren herkesin dikkate alması ve kendi gerçeğini yaratabilmesi dileğiyle…

Sonraki paylaşımda görüşmek üzere,

Sevgiler.

Çağrı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder