Benzinlisi, dizeli derken artık
hibritleri ve tamamen elektrikli olanları ile motor teknolojisi aldı başını
gidiyor. Fransa’da nitrojenle (azot gazı) çalışan binek araçlar bile var. İşin
özünde, motoru besleyen katı yakıt da olsa, gaz da olsa
elektrik de olsa bir proses ve süreç yönetimi var aslında.
Günümüz araçlarının çok büyük bir
kısmı içten yanmalı motorlarla hareket ediyor ve bu motorların çoğu dört
zamanlı; yani emme, sıkıştırma, yanma, egzozdan oluşan dört adımda işliyor.
Temel prensip, hava ve yakıt kapalı bir odacığa geliyor, karıştırılıyor, burada
basınçla sıkıştırılarak veya buji yardımı ateşlenerek karışımın yanması
sağlanıyor. Çıkan patlama-yanma ile piston hareket etmeye ve çeşitli aktarım
araçları ile tekerleri döndürmeye başlıyor. Çok kompleks gibi gözükse de
aslında 4 adımdan oluşan basit bir sistem. Merak edip de biraz daha okumak isteyenler
için:
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0%C3%A7ten_yanmal%C4%B1_motor
Harekete geçme, adım atma ve bunları bilinçli şekilde yapabilme anlamında bizler de birer içten yanmalı motor gibi çalışıyoruz aslında. 😐 En azından prensiplerin temelde benzeştiğini söylemek mümkün.
Hava ve yakıtı, veri ve enformasyon olarak
düşünebiliriz. Veriler bilinen gerçeklerdir, enformasyon ise verilerin belirli bir konu
etrafında işlenmiş halidir. Veriler ve enformasyonun doğru ve homojen olarak
karışması, yani işlenmesi gerekir. Bu şekilde veri ve enformasyon artık bilgiye
dönüşecektir. Tek başına veri ya da tek başına enformasyon pistonu döndürmek
için yeterli değildir. Bunlar bir arada olduğunda ve işlendiğinde bir anlam
ifade eder.
Bu karışımı yaptıktan, yani bilgi
sahibi olduktan sonra ise bu bilgiyi ateşleyecek bir unsura ihtiyaç duyarız.
Bilgiye sahip olmak da tek başına bir anlam ifade etmez. Öyle ya, herkes her konuda
bilgi sahibi, bilgiye ulaşmanın önünde bir engel neredeyse yok; bu kadar çok bilgi
ve bilgili insan varken neden bazıları daha önde ya da hızlıyken bazıları daha
geride ya da daha yavaş kalabiliyor ?
Belki de en çok bilgi ansiklopedilerde
vardı ama bugün ebeveynlerimizin ya da yada dedelerimizin/ninelerimizin kitaplıklarında
üzerlerinde beyaz örtü serili halde duruyorlar; meraklısı değilseniz maalesef yüzüne bakan yok. Demek ki bilgi içeriyor olmak,
bilgi sahibi olmak tek başına yeterli değil, ne kadar bilgili olsanız da bunu nasıl,
niçin, nerede ve ne zaman kullanacağınızı bilmezseniz raflardan inme şansınız kalmaz.
Peki ne yapacağız ? Sahip olduğumuz
bilgiyi kullanabileceğimiz bir alan bulacağız. Bu alanı motordaki yanma odasına benzetebiliriz.
Bilgi hangi alanda bizim işimize yarayabilir ? Hepimiz her konuda bilgi sahibi
olduğumuzu iddia ediyoruz ya; aslında o iş öyle değil 😊
Fikir sahibi olmak ya da “hmm evet ben bunu duymuştum” demek bilgi sahibi olmak
demek değil. Bilgi ile fikir farklı şeylerdir. Hepimiz her alanda bilgi sahibi
olursak, uzmanlaşmanın ne önemi kalır, değil mi ? Öyleyse, herkes sahip olduğu
bilgiyi işleyecek spesifik, belirli, sınırları olan, yani tabiri caizse kendine
özel izole bir ortam yaratmalı. Ancak bu
özel ve izole alanda bilgi doğru şekilde kullanılabilir ve tüm toplumun ya da
bireylerin işine yarar ve faydalı hale gelir. Hepimiz her konuda uzmanlaşamayız ve uzmanlaşmamalıyız. Seçtiğimiz bir alan özelinde edindiğimiz bilgi üzerinde çalışmalıyız.
Bilgi sahibiyiz, bu bilgiyi
kullanabileceğimiz bir özel alan da belirledik. Harika ! Peki yeterli mi ? Piston
dönüyor mu ? Henüz değil…👀
Bize bu odada hazırladığımız
karışımı ateşleyecek bir ekipman-tetikleyici lazım. Benzinli motorun bujisi,
dizel motorun sıkıştırma prensibi gibi, yanmayı sağlayacak, yani kıvılcımı
çakacak bir mekanizma lazım. Neydi bizim motor tipi; “içten” yanmalı…Öyleyse
bize içten gelen bir şeyler lazım; mesela azim, mesela motivasyon, mesela
cesaret…İşte kıvılcımı çakabilecek olan bazı içsel faktörler. Tüm planlar
tamam, işlenmiş bilginiz var, onu hangi
alanda kullanabileceğinizi biliyorsunuz ama harekete geçmiyorsunuz. Sizi
başlamaktan, adım atmaktan alıkoyan bir şey var. Motivasyon eksikliği,
korkaklık, azimsizlik, her ne ise bu engeli ortadan kaldırın…Kaldırın ki
ihtiyacınız olan kıvılcımı çakabilin.
İşte şimdi son aşamadayız. Kıvılcımı da alan bilgi artık bir anlam ifade ediyor. Ortalık hareketli ve tutuşma sağlanmış. Oda içinde oluşan bu patlama pistonları hareket ettirmeye başlıyor. E her yeni harekete geçme yanında bazı istenmeyen etkiler, daha önce var olmayan sıkıntılar getirebilir. Bu patlama sonrası oluşan gereksiz-zarar verici gazlar ekzoztan çıkıyor, böylece içeride kalıp bizi aşağı çekmesine, odaya temiz hava dolmasına engel olmasına izin vermiyoruz. Yani, yenilik, değişim, harekete geçme, bilgiyi bir alanda işleyerek atacağınız her bir adım sizde veya etrafınızda mevcut durumun değişmesinden ötürü doğal bir reaksiyon ve istenmeyen yan etkiler yaratabilir. Bunlar doğaldır ve önemli olan hızla yanma odasından (çalıştığınız alandan-bilgiyi kullanacağınız ortamdan) uzaklaştırılmasıdır. Pistonlar aktarma organları; yani aracımızı hareket ettirecek olan, tekerleri döndürecek olan son mekanizma ve hareket etmeye başladı. Tebrikler...
Artık
bilgiyi ya da bilgeliğinizi ne şekilde kullanabileceğiniz, hangi yöne
gideceğiniz size kalmış. Zira hepimiz kendi hayatlarımızın direksiyonundayız. Yolculuk esnasında gözümüzü yoldan ayırmıyoruz ve hep ileri bakıyoruz. Bir kazaya karışmak istemeyiz.
Motoru canlı ve çalışır tutmak için gerekli doneleri biliyorsunuz. Artık bütün yollar sizin…
Güvenli sürüşler ve iyi yolculuklar…. 😊
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder